Kayınvalidesini Hamile Bırakan Damat: Bu Sadece Bir Haber Değil, Toplumsal Bir Uyanış Çağrısıdır

Gündeme bomba gibi düşen bir olay:
Kiminle evleneceksin sorusuna, genç bir adam hiç çekinmeden nişanlısının annesinin adını veriyor.
Evet, yanlış duymadınız. Kayınvalidesiyle evlenmek üzere.
Üstelik büyük bir rahatlıkla, sanki bu tamamen normalmiş gibi konuşuyor.

Bu bir magazin haberi değil.
Ne yazık ki bu, çok daha derin bir sorunun dışavurumu:
Toplumsal çürümenin, değer kaybının ve sınırların silinmesinin yankısı.

Sadece Bireysel Bir Tercih mi?

Bazı şeyler sadece “tercih” değildir.
Bazı şeyler; insanın içsel dengesinin, ahlaki pusulasının ve sosyal sınırlarının kaybolduğuna işaret eder.

Nişanlının annesiyle ilişki yaşamak…
Ve bunu aşk diye sunmak…
Bu bir “ilişki” değil; bu, sınır ihlalidir.

Ve adına cesaret denilmesi, onu sağlıklı yapmaz.
Bu bir sapmadır.

Sınırlar Silinirse, Her Şey Mümkün Olur

Toplumsal değerler bir anda çökmez.
Yavaş yavaş, sessizlikle, alışarak…
Önce bir kişi yapar. Sonra birileri daha.
Eleştirenler “yargılayıcı” ilan edilir.
Yapanlar ise “cesur” ya da “özgür.”

Ama kimse sormaz:
Bu ‘özgürlük’ kime, neye mal oluyor?

Normalleşen Sapkınlıklar, Sessiz Toplumlar

Bazı sapmalar sessiz kalındıkça normalleşir.
Ve bu “normaller”, bir gün senin de kapını çalar.
Çünkü sınır bir kez silindiğinde,
yarın neyin “normal” sayılacağını kimse bilemez.

Bugün kayınvalidesiyle evleneceğini söyleyen biri,
yarın hangi sınırı aşacak, tahmin bile edemezsin.

Ahlak Geride Kalırsa Ne Kalır?

“Özgürlük” adına her şeyi alkışlamaya başladığımızda,
ahlakı da, aileyi de, insan olmayı da yavaş yavaş kaybederiz.

Toplum, sınırlarla ayakta kalır.
Ve bazı sınırlar sadece bireyi değil, tüm insanlığı korur.